DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, çalışan gazeteciler gününü kutladı. RTÜK tarafından verilen cezalara da tepki gösteren Yeneroğlu, yayınladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:
‘Özgür ve çoğulcu kamuoyu ancak farklı görüşlerle mümkündür’
“Gazetecilerin özgür olmadığı bir ülkede hiç kimse özgür değildir. Demokratik toplumda bağımsız ve eleştirel basın, demokrasinin temel taşlarından birisidir. İleri demokrasilerde özellikle ötekinin sesini daha çok koruma üzerine politikalar geliştirilir. Yöneticiler ve siyasiler; basının ifade, eleştiri ve ithamlarının topluma ulaşma yollarını engellemeye çalışmazlar. Farklı fikir ve görüşlerin toplumda özgürce gelişimini sağlarlar. Çünkü özgür ve çoğulcu kamuoyunun oluşumu ancak farklı görüşlerin tartışılması ve yayılmasıyla mümkündür. Basının kamunun gözü kulağı olma işlevi sağlıklı işlerse ancak o zaman gerçekler, hak ihlalleri, yolsuzluklar ve hukuksuzluklar ortaya çıkabilir.”
‘Otoriter ülkelerde ilk ifade ve basın özgürlüğü baskılanır’
“Devlet baskısı ile yaşayan bir basının kamunun avukatlığı görevini yerine getirmesi mümkün olamaz. Ne yazık ki, bizim gibi otoriter ülkelerde ilk ifade ve basın özgürlüğü baskılanır. Sayılar ve endeksler de bu içler acısı durumu zaten ortaya koymaktadır. DEVA Partisi olarak gazetecilerin görevlerini bağımsız bir şekilde ve kaygı duymadan yapabildiği çoğulcu, özgür ve mutlu bir Türkiye bilinci ile görevini ifa etmeye çalışan ilkeli gazete, radyo ve televizyonlar ile gerçek gazetecilerin ‘Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlarız.”
‘İktidar, medyayı kötü yönetimi ifşa olmaması için kullanıyor’
“Bugün, demokrasi ve basın özgürlüğü endekslerinde giderek gerilediği, gazetecilerin kalemlerini özgürce kullanamadığı, medyanın tekelleştiği, gazetecilerin keyfi olarak yargılandığı, tutuklandığı, baskı rejiminin her alana sirayet ettiği korku ikliminde kutlamaktadır. İktidar, medyayı haber alma hakkının bir parçası, basın özgürlüğünü ise Anayasal bir hak olarak görmemektedir. Medyayı kendi iktidarının kalıcılaşması ve kötü yönetiminin ifşa olmaması için kullandığı bir aparat olarak kabul etmektedir.”
‘RTÜK bir iktidar sopasıdır’
“RTÜK, özgür yayın yapmaya çalışan televizyonlar üzerinde bir ‘iktidar sopası’dır. Mevzuat gereği görevi görsel iletişim ve ifade özgürlüğünü, farklı görüşleri ve çoğulculuğu güvence altına alıp, tekelleşmeyi önlemek olan RTÜK, ne yazık ki bu amacından tamamen uzaklaşmıştır. Kurul, 1 Ocak- 24 Aralık 2021 tarihleri arasında televizyonlara toplam 21 milyon 500 bin lirayı bulan idari para cezası vermiştir. Halk TV’ye 23; TELE 1’e 21; Fox TV’ye 15; KRT’ye 8 ve Habertürk’e 4 olmak üzere toplam 71 idari para cezası uygulamıştır. Oysa iktidara yakın haber kanallarına RTÜK tek bir ceza vermemiştir.”
‘Gazeteci ve yazarlar bireysel olarak hedef altındadır’
“Basın Konseyi’nin 2021 Raporuna göre ülkemizde 12 binden fazla basın çalışanı işsiz kalmış, çalışan gazetecilerin ise yüzde 78’i haber hazırlarken iktidarın baskısı nedeniyle oto sansür uygulama zorunluluğu hissettiğini ifade etmektedir. İktidar, gazetecilik mesleğini hakkıyla yapmaya çalışan gazetecileri ise kendisine düşman olarak görmekte ve cezalandırmaktadır. Ülkemizde gazeteci ve yazarlar bireysel olarak hedef altındadır, kimi zaman sokakta fiziki saldırılara maruz kalmakta, kimi zamansa siyasiler tarafından açıkça tehdit edilmektedirler. Onlarca gazeteci cezaevinde, yüzlercesi hakkında yargılamalar devam etmektedir. Türkiye Avrupa’da en çok gazetecinin cezaevinde tutulduğu ülkeler arasında ilk sıralardadır. TİHV verilerine göre; bu yıl en az 45 gazeteci gözaltına alınmış, 2 gazeteci tutuklanmıştır.”