Ayasofya etrafında dönen tartışmalar, Ayasofya’nın 1500 yıldır biriktirdiği kutsal manevi havasından çok uzakta, ruhaniyetsiz bir siyasi çatışma etrafında odaklanmaktadır. Ayasofya’nın siyasi şova kurban edilmesi, Ayasofya’ya en büyük saygısıylıktır.
Bir Müslüman için içinde ibadet edilen her mabed kutsaldır ve mutlak dokunulmazlığa sahiptir. Ayasofya gibi farklı inançlara ev sahipliği yapmış, insanlığa mal olmuş abidevi bir şaheserin kıymetini takdir etmemek, o mirasa ev sahipliği yapmış tüm medeniyetlere de saygısızlıktır.
Yüzyıllar boyu hafızların okuduğu Kuran hala Ayasofya’nın duvarlarında yankı bulmakta, toplumumuzu ayakta tutan o kadim kültürün tevarüs ettiğimiz maneviyatını her an hatırlatmaktadır. Ne Allah’ın dini, ne mabedi ne de kelamı, araçsallaştırılamayacak kadar yücedir.
Ayasofya’nın ‘siyasi şov’ malzemesi yapılmaması ihtarını Bizans söylemi içeren suçlamalara dönüştürenler, geçmişte bu talebi yenileyenlere ‘bunlar tezgah’ diyerek onları geri çeviren, bu taleplerin ‘siyasi manipülasyon’ olduğunu söyleyenlerdir.
Birilerinin amacı, siyasi araçsallaştırma değil de gerçekten Fatih Sultan Mehmet Han’ın vakfına hürmeten Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi olsaydı, 2013 yılından bugüne kadar Meclis komisyonunda beklemede olan tasarı Genel Kurula getirilir, görüşülür ve çoktan karara bağlanırdı.
Hukuki açıdan da mesele çok açık; Ayasofya 1934’te nasıl bakanlar kurulu kararıyla müzeye dönüştürüldüyse bugün yine bakanlar kurulu yerinde olan Cumhurbaşkanı kararıyla camiye dönüştürülebilir, Danıştay’ın Kariye Müzesi kararı (2019) emsal zaten. Ayasofya kararı da öyle olacak.
Ayasofya Türkiye’nin tasarrufunda olan bir konudur! Karar verirken insanlığın ortak mirası olduğu gerçeği,Fatih Vakfı olması,tarihi ve uluslararası boyutu,Batı Trakya’da yaşayan Türk azınlığın durumu ve batı dünyasındaki camilere yönelik artan tehditler gözardı edilmemelidir.
Ayasofya’yı seçmeni konsolide aracı olarak kullanmak ahlaki olarak problemlidir ama kimlikçi popülizmin ahlak derdi yoktur zaten. Mesele Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi değil, akli selimden yoksun duygu ve dürtülere hitap eden bir biçimde siyasal araç olarak kullanılmasıdır.
Danıştay’ın Kariye Camii kararını okuyanlar, bu içtihat doğrultusunda Ayasofya ile ilgili nasıl bir karar çıkacağını tahmin edebilirler. Hayrat vakıflarının amaca aykırı kullanılması hukuken sorundur zaten. Ancak daha büyük sorun, meseleyi siyasallaştırıp araçsallaştıranlardır…