Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer daha önce dekanlık ve rektör yardımcılığı yapmış, Kürt sorunu raporuna katkı sunmuş bir akademisyen ve siyasetçidir.


Bu sabah saatlerinde, terör örgütü üyeliği soruşturması kapsamında, geçmişe yönelik 10 yıllık bir süreçte, hakkında terörle ilgili soruşturma/kovuşturma bulunan kişilerle iletişim kurduğu iddiasına dayanarak gözaltına alınmış olması endişe vericidir.

İddialara dayanak olarak öne sürülen veriler, geçmişi Kürt sorunu ile ilgili akademik çalışmalar ile dolu ve aktif siyaset yapan bir kimse için hiç de sıradışı değil. Bu anlayışla Kürt sorunu ile ilgilenen birçok siyasetçi hukuki kriterlerden uzak bir biçimde ‘terör örgütü üyeliği’ iddiası ile yaftalanabilir. Nitekim bu fazlasıyla yapılıyor zaten. Ancak bir kişinin bu ağır suçlama ile karşı karşıya bırakılması için doğrudan terörü ve terör örgütünün hedeflerini destekleyen eylemler içerisinde olması, gerekir. İddialar arasında buna dayanak teşkil edecek bir veri sayılmamıştır.

Sn. Özer, belediye başkanı seçilebilmesi için şartları yerine getirmiştir. Seçim sonrasında, geçmişe yönelik 10 yıllık süreçte terör örgütü veya örgüt üyeleri ile bağlantısı olduğu ve bu sebeple kendisinin de terör örgütü üyesi olabileceği iddiasında bulunulması inandırıcı değildir. Madem öyleydi, neden bu vahim iddiaların gereği 10 yıldır yapılmadı?

Seçmenlerin iradesine ve seçilme hakkına saygı gösterilmesi ve hakkın hukukun araçsallaştırılması ile gasp edilmemesi, demokratik hukuk devletinin asgari gereğidir!

Umuyorum ki bu yanlıştan bir an önce dönülür, siyasi iktidar ‘terör örgütü üyeliği’ bahanesi ile hukuku sopa olarak kullanmaktan vazgeçer.

Connect with Me: