30 Ekim 1961’de imzalanan Türkiye-Almanya İş Gücü Anlaşması’nın üzerinden 63 yıl geçti. Bugün, Almanya’da yaşayan 3,5 milyonu aşkın Türkiye kökenli vatandaşımız eğitimden iş hayatına, siyasetten sivil topluma kadar farklı alanlarda toplumsal hayatın içerisinde ve Almanya toplumunun asli bir unsuru durumunda.
Artık beşinci kuşağa uzanan Almanya’daki Türk toplumu, artan aşırı sağ tehlikesinin yanı sıra ana dili eğitimi, kültürel değerlerin korunması, sivil toplumun güçlendirilmesi, toplumsal ve siyasal katılım gibi konularda da çeşitli sorun ve sorumluluklarla karşı karşıya.
Ayrıca Türkiye’deki iktidarın yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına karşı maalesef yeterince sorumlu davranmaması, vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü için rasyonel bir diaspora politikası inşa etmek yerine popülist söylemlerle günü geçirmesi ve her seçim dönemi verdiği vaatleri yerine getirmemesi de yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarını kronikleştirmektedir.
Almanya’daki misafir işçi bir ailenin oğlu olarak Türkiye-Almanya İş Gücü Anlaşması’nın yıl dönümünde, Almanya’da hayatını emeğiyle kuran ilk nesil büyüklerimizi saygıyla anarken, gelecek kuşakların karşılaştığı sorunların çözümü için bilinçli, kuşatıcı ve güçlü adımlar atmanın önemini yineliyorum.