Dünyanın dört bir yanında yerleşik olarak ikamet eden 6 milyon civarında insanımız var. Bunların çoğunluğu Avrupa ülkelerinde yaşıyor. Yurt dışındaki insanlarımızın hikâyesi sadece göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir öykü değil. Hepsi daha iyi bir yaşam düşüncesiyle yollara düştüler. Hayaller hep ortaktı: ‘Bir gün geri dönmek.’ Fakat hayat şartları gereği birçoğu giderek kök saldı.
1960’lı yıllarda işçi göçüyle başlayan bu öykü, bugün artık çok farklı bir gerçekliğe dönüşmüş durumda. Bu durum yurt dışındaki vatandaşlarımızın ana vatana, ana vatanın ise onlara karşı yükümlülüğünü değiştiriyor. Yurt dışındaki Türk diasporası yaşadıkları ülkeler ile ilişkilerimizin en önemli unsurunu oluşturuyor. Bulundukları ülkeyi yurt edinmiş ancak Türkiye ile bağlarını koparmamış bir kitleden bahsediyoruz. Bu bağlamda AK Parti iktidara gelene kadar maalesef pek çok konuda geç kalındı. AK Parti Hükûmetlerimiz geçmişteki ihmalkârlığı telafi etmeye çalıştı. Hükûmetlerimizle birlikte yurt dışı Türklere bakış açısı da değişmeye başladı. Türkiye’nin; Avrupa’daki varlığının korunması, yurt dışındaki vatandaşlarımızın seçme ve seçilme hakkının kolaylaştırılması, ana dili eğitimi ve öğretiminde orta ve uzun vadeli ihtiyaçlar gözetilerek yapısal adımların atılması, kültür birikiminin güçlendirilmesi hedefiyle programların kurumsallaştırılması çok önemli gelişmelerdir.
Son 16 yıldır büyük bir gelişim sürecine giren, tüm dünyaya yardım elini uzatan yeni bir Türkiye var. Güçlü Türkiye’nin mimarı AK Parti olarak yurt dışındaki insanlarımızın ihtiyaçlarının da farkındayız. Çözüm yolları için gerekli vizyona ve alt yapıya sahibiz. Geçtiğimiz dönemlerde bu anlamda çok önemli mesafeler kat ettik. Türkiye artık yurt dışındaki vatandaşını görüyor, anlıyor, dinliyor. Onların sorunlarını, taleplerini konuşuyor, çözüm üretiyor ve uygulamaya geçiyor.
Yazının tamamı için tıklayınız.