Yeneroğlu: Mavi Kart’ın değerli kâğıt olarak tanımlanmasıyla hukuki boyut güçlendirilmiştir.

Mavi Kart, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen kanun tasarısıyla 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu kapsamında değerli kâğıt olarak tanımlanmıştır. AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, ‘‘Mavi Kart’ın nüfus hizmetleri bağlamında değerli kâğıt olarak tanımlanmasıyla, Mavi Kart’ın nüfus kimliği olarak kabul edilmesine dair uygulamada çıkan sorunlar önemli ölçüde azalacaktır’’, değerlendirmesinde bulundu.

Mustafa Yeneroğlu konuyla ilgili, ‘‘Çifte vatandaşlığı kabul etmeyen ülkelerde yaşayan vatandaşlarımız ekonomik, sosyal ve siyasal haklardan yararlanmak amacı ile bu ülkelerin vatandaşlığına geçmek istemektedirler. Bu durumda bulunan vatandaşlarımız hukuken izin almak suretiyle Türk vatandaşlığından çıkma imkânına sahiptirler. Böylelikle Mavi Kart sahibi olan kişiler ve altsoyları ilgili Kanun’da belirtilen istisnalar dışında Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam etmektedirler.

Yurt dışında yaşayan insanlarımız arasında önemli bir kesim Mavi Kart sahibidir. İktidarımız döneminde Mavi Kart’ın uygulamada hukuken güçlendirilmesi maksadıyla önemli adımlar atılmıştır. Bu çerçevede örneğin Mavi Kart sahibi vatandaşlarımızın Türkiye’den emekli olmaları ve Bireysel Emeklilik Sisteminden faydalanmaları sağlanmış, Mavi Kart sahibi gençlerimizin de Türkiye’de kamu kurumlarında sözleşmeli olarak çalışmaları mümkün kılınmıştır.

Ancak Mavi Kart sahibi kişilere önemli haklar sağlanmış olmasına rağmen, uygulamada bankalarda hesap açtırma, cep telefonu hattı açma, hastane ve sağlık ocaklarında hizmet alımında yaşanan sorunlarda görüldüğü gibi birçok kurum ve kuruluşta Mavi Kart’ın kimlik belgesi olarak kabul edilmesi noktasında sorunlar yaşandığı görülmektedir. Yapılan kanuni düzenlemeyle Mavi Kart’ta kimlik kartı ve aile nüfus cüzdanı ile birlikte nüfus hizmetleri bağlamında değerli kağıt olarak kabul edilmiştir. Bu düzenleme ile Mavi Kart’ın Türkiye’de kimlik kartı olarak kabul edilmemesi ile ilgili uygulamada çıkan sorunlar önemli ölçüde aşılmış olacaktır.’’, açıklamasında bulundu.

Das türkische Volk trauert mit den Opfern des Terrors in Istanbul

“Das türkische Volk trauert mit den Hinterbliebenen der Opfer des Terroranschlags in Istanbul. Als jemand, der fast sein gesamtes Leben in Deutschland verbracht hat, fühle ich mich unmittelbar betroffen”, erklärt der Vorsitzende des Menschenrechtsausschusses der Großen Nationalversammlung der Türkei und AK Partei Abgeordneter Mustafa Yeneroğlu anlässlich des Terroranschlags in Istanbul, bei dem zehn deutsche Bürger getötet und zahlreiche weitere verletzt wurden. Yeneroğlu weiter:

“Ein weiteres Mal hat der Terror sein brutales und menschverachtendes Gesicht gezeigt. Er hat viele Menschen in den Tod gerissen und Trauer Hinterlassen. Das türkische Volk weiß nur zu gut, wie groß die Schmerzen nach einem solchen feigen Anschlag sind. Es muss seit Jahrzehnten mit den Folgen des Terrors leben. Erst heute wurden im Südosten der Türkei bei einer Explosion einer Autobombe vor einer Polizeistation wieder mehrere Menschen ermordet.

Das türkische Volk trauert mit den Hinterbliebenen der Opfer. Es weiß aus leidvoller Erfahrung, dass der Terror weder Herkunft noch Religion kennt und sich gegen jeden richten kann. Es weiß auch, dass der Terror nur mit vereinten Kräften besiegt werden kann und dafür Zusammenhalt erforderlich ist.

Ich habe fast mein gesamtes Leben in Deutschland verbracht und habe dort Familie und Freunde. Auch deshalb empfinde ich den selben Schmerz wie das deutsche Volk. Meine Gedanken sind bei den Opfern und den Hinterbliebenen. Möge Gott ihnen Kraft geben in diesen schweren Stunden.”

Yeneroğlu: Dövizle askerlik bedeli 1000 Avro’ya düşürüldü.

Yurt dışında yaşayan vatandaşlara yönelik dövizle askerlik bedeli 1000 Avro’ya düşürüldü. Konuyla ilgili kanun tasarısı TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, ‘‘Dövizle askerlikte yeni bir dönem başlıyor. Bedelin 1000 Avro’ya düşürülmesiyle maddi yük ciddi oranda hafifletilmiştir. Yeni düzenlemeden 38 yaş üzeri vatandaşlarımızda 2 yıl süreyle faydalanabilecek.’’, açıklamasında bulundu.

Mustafa Yeneroğlu yaptığı açıklamada, ‘‘AK Parti olarak yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza vermiş olduğumuz vaatlerimiz arasında, onların toplumsal ve ekonomik şartları itibarıyla ciddi bir maddi yük olan dövizle askerlik bedelinin 1000 Avro’ya düşürülmesi yer almaktaydı. Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen kanun tasarısıyla bir sözümüzü daha yerine getirdik. Böylelikle uzun süreden beri gündemde olan ve yurt dışındaki vatandaşlarımızın yakından takip ettiği dövizle askerlik meselesi çözüme kavuşturuldu. Buna göre oturma veya çalışma iznine sahip olarak üç yıl süreyle yurt dışında bulunan vatandaşlarımız 1000 Avro ödeyerek askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacaklardır. Uygulama Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte yürürlüğe girecektir.

Bedelin ödenebilir seviyeye düşürülmesiyle maddi yük ciddi oranda hafifletilmiştir. Vatandaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda atılan bu adım, Türkiye ile ilişkiler kapsamında uzun vadede artıları beraberinde getirecek, özellikle de yurt dışında doğmuş ve büyümüş gençlerimizin ülkemizle olan aidiyetlerine dolaylı olarak katkıda bulunacaktır.

Önceki açıklamalarımızda 38 yaşından büyük, cezalı pozisyondaki yükümlü vatandaşlarımız-la ilgili de gerekli düzenlemenin yapılacağını ifade etmiştik. Bu vatandaşlarımızın Türkiye ile olan sosyal bağları, askerlik sorunu nedeniyle yıllardır Türkiye’ye gelemedikleri için adeta kopmuştu. Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen tasarıda ‘yasal dayanak eksikliği’ nedeniyle uygulamada çıkabilecek sorunlar dikkate alınarak yeni bir düzenleme yapıldı. Böylelikle bu kesimde yer alan vatandaşlarımız 31 Aralık 2017 tarihine kadar 1.000 Avro ödemeleri halinde askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacaklardır. Yapılan yeni düzenlemeyle sosyal yara haline gelen bu kesim için Türkiye kapısı açılmış oldu.’’, dedi.

Yeneroğlu: Batı’da artan İslam Düşmanlığı TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu gündeminde.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üçüncü toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda Batı ülkelerindeki İslam düşmanlığını inceleme alt komisyonu kurulmasına karar verildi. İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu alınan kararla ilgili, ‘‘Batı’da artan İslam düşmanlığının araştırılmasıyla sebepler ve toplumsal dinamikler gün yüzüne çıkarılacak, İslam düşmanlığı ile mücadelede sağlıklı yöntemlerin geliştirilmesine katkıda bulunulacaktır.’’, değerlendirmesinde bulundu.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu toplantısı hakkında bilgi veren Komisyon Başkanı Mustafa Yeneroğlu, ‘‘İslam düşmanlığı, 11 Eylül saldırılarının ardından Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanlara yönelik söylem değişikliği, artan saldırı ve eylemler nedeniyle uzmanlar tarafından ayrı bir kategoride değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda Müslümanların azınlık olarak yaşadığı ülkelerde İslam düşmanlığıyla ilgili hangi sonuçların meydana geldiği sorusu, hem o ülkede yaşayan vatandaşlarımız hem de yaşadıkları ülkeler için hayati bir sorudur.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonumuzun bünyesinde oluşturulan alt komisyon çalışmalarıyla eşit katılımı engelleyen İslam düşmanlığının toplumsal sebep ve sonuçlarının, ilgili ülkelerdeki kamu, toplum ve medya aktörlerinin rollerinin irdelenmesi sağlanacaktır. Böylelikle İslam düşmanlığı ile mücadelede sağlıklı tedbir ve yöntemlerin geliştirilmesine zemin hazırlanacak, ortaya çıkan bilgi ve öneriler ulusal ve uluslararası kamuoyuyla paylaşılacaktır.

Komisyonumuz bünyesinde oluşturulan alt komisyonlarda çalışmalar başlamıştır. “12 Eylül Askeri Darbesinden Sonra Oluşturulan Diyarbakır Beş No’lu Cezaevi İnceleme Alt Komisyonu” başkanlığına Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, “Mülteci Hakları Alt Komisyonu” başkanlığına da Antalya Milletvekili Atay Uslu seçilmiştir.

“12 Eylül Askeri Darbesinden Sonra Oluşturulan Diyarbakır Beş No’lu Cezaevi İnceleme Alt Komisyonu” çalışmalarında, tanınan kişilerin tanık olarak dinlenmesi, cezaevinin yerinde incelenmesi ve ilgili kurumların Diyarbakır cezaevi ile ilgili arşivlerine başvurulması gibi başlıklar yer almaktadır.

“Mülteci Hakları Alt Komisyonu” mülteci ve sığınmacı kamplarına ziyaretler gerçekleştirecek, ilgili kamu kurumlarıyla ulusal sivil toplum örgütleri ve uluslararası kuruluşların bilgilerine başvuracaktır. Başka ülkelerin mülteci hakları konusundaki yasal düzenlemelerinin ve pratiklerinin ele alınmasıyla konu hakkında kapsamlı bir çalışma yürütülecektir.’’, açıklamasında bulundu.

 

ENGLISH

Yeneroglu: The increase of islamophobia in the West has become the agenda of the Human rights inquiry commission of the Grand National Assembly of Turkey.

During the third meeting of the Human rights inquiry commission of the Grand National Assembly of Turkey, it has been decided that a sub commission will be assembled to analyse the increase of islamophobia in the west. Regarding the decision Yeneroglu stated “By analysing the increase of Islamophobia in the West we aim to understand the reasons and social dynamics and thus have a healthier approach to the methods of preventing and eliminating islamophobia.”

Mustafa Yeneroglu provided further information on the Human rights inquiry commission stating “Islamophobia has been analysed in a different category with the increased attacks and protests against Muslims after the September 11 attacks. Within this framework the question of the cause of Islamophobia in countries with Muslim minority is a fundamental question for our citizens in that country and also the country that they live in.

The sub commission formed by the Human rights inquiry commission of the Grand National Assembly of Turkey will analyse the reason and results of islamophobia that prevents equal participation and address the roles of the public, social and media actors of the related countries. Hence this will form the basis of a healthy precaution and management with the fight against islamophobia, and the information and proposals that come to light will be shared with the national and international public.

Forming the sub commissions have started including the ‘Diyarbakır Military Prison No. 5 formed after 1980 Turkish coup d’état sub commission’ which will be led by Mardin MP Orhan Miroglu and the ‘Refugee Rights sub commission’ which will be led by Antalya MP Atay Uslu.

Some of the titles in the ‘Diyarbakır Military Prison No. 5 formed after 1980 Turkish coup d’état sub commission’ are listed as listening to witnesses of acquatances, examining the prison and applying to the archives of the related institutions on the topic of Diyarbakir Prison.

The ‘Refugee Rights sub commission’ will collect the necessary information of related public institutions, national non-profit organisations and international institutions by visiting the refugee and asylum-seeker camps. There will be an in-depth study by approaching the refugee rights and practices of other countries.”

 

Deutsch

Türkei: Kommission für Menschenrechte wird islamfeindliche Straftaten untersuchen

Die Untersuchungskommission für Menschenrechte der Großen Nationalversammlung der Türkei hat in ihrer dritten Versammlung die Gründung einer Unterkommission für die Untersuchung islamfeindlicher Entwicklungen in westlichen Ländern beschlossen. “Im Westen nimmt die die Zahl der islamfeindlichen Übergriffe zu. Mit Hilfe einer genaueren Untersuchung dieses Phänomens sollen die Ursachen analysiert und so ein Beitrag zur Bekämpfung von Islamfeindlichkeit geleistet werden”, so Mustafa Yeneroğlu, AK Partei Abgeordneter und Vorsitzender der Untersuchungskommission für Menschenrechte der Großen Nationalversammlung der Türkei. Yeneroğlu weiter:

“Der 11. September 2001 hat den Islam-Diskurs in westlichen Ländern verändert. Diese Entwicklung soll von Experten in einer gesonderten Kategorie untersucht werden. Denn die Folgen von Islamfeindlichkeit sind sowohl für die muslimischen Minderheiten als auch für die betreffenden Länder selbst fatal.

Die hierfür unter dem Dach der Untersuchungskommission für Menschenrechte der Großen Nationalversammlung der Türkei eingerichtete Unterkommission soll jetzt die Ursachen und Auswirkungen der Islamfeindlichkeit, welche Muslime an der gleichberechtigten Teilhabe am gesellschaftlichen Leben hindert, durchleuchten. Hierbei wird es auch die Fragen gehen, welche Rolle Staat, Gesellschaft und Medien spielen. Auf diese Weise soll eine aussagefähige Informationsbasis geschaffen werden, mit der im Kampf gegen die Islamfeindlichkeit die richtigen Vorkehrungen getroffen und geeignete Methoden entwickelt werden können. Die dabei zusammengetragenen Informationen und die Empfehlungen der Experten sollen mit der nationalen und internationalen Öffentlichkeit geteilt werden.

Die Unterkommissionen haben ihre Arbeit bereits aufgenommen. Orhan Miroğlu ist zum Vorsitzenden der Unterkommission gewählt worden. Vorsitzender der Unterkommission für Flüchtlingsrechte wurde Atay Uslu. Diese wird Aufnahmelager für Flüchtlinge und Asylbewerber besuchen und Informationen zusammentragen. Sie wird umfangreiche Analysen der gesetzlichen Regelungen von Flüchtlingsrechten in anderen Ländern und deren Umsetzung in der Praxis durchführen.”

Yeneroğlu: Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik dövizle askerlik bedeli 1000 Avro’ya düşürülüyor.

Dövizle askerlik kanun tasarısı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, ‘‘Dövizle askerlik bedeli konusunda yurt dışındaki vatandaşlarımızın ihtiyacı doğrultusunda gerekli adım atıldı. Bedel, vatandaşlarımızın hukuki şartları ve ekonomik durumları dikkate alınarak 1000 Avro’ya düşürülüyor.’’ açıklamasında bulundu.

Mustafa Yeneroğlu yaptığı açıklamada, ‘‘Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız askerlik yükümlülüğünü, sahip oldukları hukuki oturum durumları itibarıyla, Askerlik Kanunu kapsamında belirtilen bedeli ödeyerek yerine getirmektedirler. Bu kapsamda gündemde olan dövizle askerlik bedelinin yüksekliği konusu çözüm bekleyen sorunların başında yer almaktadır. Buna binaen Başbakanımız tarafından bedelin 6000 Avro’dan 1000 Avro’ya düşürülmesi sözü verilmiş ve bu vaat hükûmetimizin son olarak açıkladığı Acil Eylem Planında yer almıştır.

Daha önce de kamuoyuyla paylaştığımız gibi dövizle askerlik meselesi, sadece ‘‘ödenecek tutar’’ bağlamında değerlendirilmemiştir. Yürürlükteki bedelin yüksek olması, yurt dışındaki vatandaşlarımızın, özellikle de yurt dışında doğmuş ve büyümüş gençlerimizin Türkiye ile olan aidiyetlerinin geliştirilmesi çabalarını zorlaştırmıştır. Ayrıca 38 yaşından büyük, cezalı pozisyondaki yükümlü vatandaşlarımızın Türkiye ile olan sosyal bağlarından koparak ülkemizden uzaklaşmalarına neden olmuştur.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda tüm bu hususlar dikkate alınarak, bedelin 6000 Avro’dan 1000 Avro’ya düşürülmesini içeren önerge kabul edildi. TBMM Genel Kurulunda ele alınacak kanun tasarısının yasalaşmasıyla yurt dışındaki yükümlüler üç yıl süre ile fiilen yabancı ülkelerde çalışmış olmak şartıyla 1.000 Avro ödemeleri hâlinde askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacaklardır. Yeni düzenlemeyle 39 yaş üzeri ve şu anda cezalı pozisyondaki vatandaşlarımız da 1000 Avro ödeyerek askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacaklardır.

Kanunun yürürlüğe girmesiyle uzun süredir gündemde olan dövizle askerlik konusuna yurt dışındaki vatandaşlarımızın toplumsal ve ekonomik durumlarına uygun bir şekilde köklü bir çözüm getirilecek, ülkemizle olan bağlarını güçlendirici yönde adım atılmış olacaktır.’’, dedi.

Pasaport

Yeneroğlu: Dış temsilciliklerimizde alınan pasaport harçları düşürüldü.

Maliye Bakanlığı tarafından yapılan son düzenlemeyle dış temsilciliklerde alınan pasaport harçları düşürüldü. AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu konuyla ilgili, ‘‘Pasaport harç bedelinin yüksekliği sorunu böylelikle çözüme kavuşturuldu. 4 yıl ve üzeri pasaportlar için 2015 yılında cüzdan bedeli hariç 184 € olan pasaport harcı 72 €’ya düşürüldü.’’, açıklamasında bulundu.

Yeneroğlu yaptığı açıklamada, ‘‘Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız gerek yaşadıkları ülkelerde günlük resmi işlerini yapmak için gerekse de Türkiye seyahatlerinde zorunlu olarak pasaport kullanmak durumundadırlar. Avrupa’da yaşanan ekonomik krizin etkileri, vatandaşlarımızın ekonomik şartları ve çok çocuklu aileler dikkate alındığında pasaport harçlarının yüksek olması ciddi derecede maddi bir yük oluşturmaktaydı. Bu durum anavatanla olan ilişkilerini olumsuz etkilemekteydi. Tüm bu boyutlar dikkate alındığında pasaport harçlarının düşürülmesi önemli bir ihtiyaçtı.

AK Parti olarak yurt dışında yerleşik vatandaşlarımızı ilgilendiren diğer konularda olduğu gibi pasaport harçlarının düşürülmesi konusu da gündemimizde yer aldı. Başbakanımız, vatandaşlarımızın bu doğrultudaki taleplerini göz önünde bulundurarak harçların düşürülmesini vaat etti.

Vaadimizin uygulamaya geçirilmesi maksadıyla Maliye Bakanlığımız yeni bir düzenlemeyle pasaport harçlarını düşürdü. Buna göre 2016 yılı itibariyle yurt dışı temsilciliklerimizde pasaport sürelerine göre cüzdan bedeli hariç 6 aylık için 16,16 €, 1 yıllık için 22,17 €, 2 yıllık için 36,17 €, 3 yıllık için 51,35 € ve 3 yıldan fazla süreli olan pasaportlar için de 72,37 € harç alınacak.

Pasaport harçlarının düşürülmesiyle yurt dışında yaşayan ailelerimizin bütçesine doğrudan katkı sağlanacak ve Türkiye’ye yaptıkları seyahat masrafları düşecektir. Bu durum uzun vadede Türkiye ile olan bağların korunmasını, akrabalarla olan iletişimin yanında dil ve kültür birikiminin geliştirilmesini beraberinde getirecektir.’’, dedi.

Yeneroğlu: Dövizle askerlikle ilgili kanun tasarısına ilişkin gerekli takip yapılmaktadır.

Dövizle askerlik bedelinin düşürülmesine ilişkin kanun tasarısı Meclis’e sunuldu. AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız tarafından tepki ve eleştirilere neden olan kanun tasarısıyla ilgili olarak, ‘‘Konuyla ilgili Bakanlarımızla görüşülmekte ve TBMM’indeki Komisyonlar nezdinde yasama süreci takip edilmektedir.’’, dedi.

AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu ‘‘Dövizle askerlik bedelinin 6000 €’dan 1000 €’ya düşürülmesine ilişkin TBMM Başkanlığına sunulan kanun tasarısı yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız nezdinde tepkilere yol açmış, bir takım soruları beraberinde getirmiştir. Gelen tepkiler doğrultusunda konuyla ilgili açıklama yapma ihtiyacı hasıl olmuştur.

Bilindiği gibi yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın gündeme getirdikleri sorunların başında dövizle askerlik bedelinin yüksek olması gelmektedir ve bununla ilgili kapsamlı bir kanun değişikliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Zira bu mesele sadece ‘ödenecek tutar’ bağlamında değerlendirilecek bir konu değildir. Konu, Partimiz tarafından daha geniş çerçevede yurtdışındaki vatandaşlarımızın Türkiye’ye olan aidiyetleri kapsamında ele alınmakta, ülkemizle olan ilişkilerini güçlendirici yönde değerlendirilmektedir. Bununla birlikte mesele yurtdışında yerleşik vatandaşlarımızın toplumsal ve ekonomik gerçekliğinden uzak bir şekilde düşünülmemektedir.

Bu ihtiyaç doğrultusunda yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik açıklanan seçim paketinde dövizle askerlik bedelinin 6000 €’dan 1000 €’ya düşürülmesi Başbakanımız tarafından söz verilmiş, bu vaat partimizin seçim beyannamesinde yer almıştır. Ayrıca hükûmetimizin son olarak açıkladığı Eylem Planında dövizle askerlik bedelinin düşürülmesi 3 aylık dönem içerisinde atılacak adımlar arasında zikredilmiştir.

Dövizle askerlik bedelinin yurt dışında yerleşik ve yürürlükteki kanundaki şartlara sahip olan herkes için 6000 €’dan 1000 €’ya düşürülmesi gündemimizde yer almaktadır. Özellikle yurt dışında doğmuş ve büyümüş gençlerimizin Türkiye’ye olan aidiyetlerinin güçlendirilmesi, gelecek nesillerde de varlığımızı korumak adına hayati öneme sahiptir. Bunun için de bedelin 1000 €’ya düşürülmesi önem arz etmektedir. Ayrıca 38 yaşından büyük, maddi sorunlar nedeniyle dövizle askerlik bedelini yatıramadığı için asker kaçağı olarak gözüken ve bu sebeple yıllardır Türkiye’ye gelemeyen,  akraba ve dostlarını ziyaret edemeyen vatandaşlarımız, önemli bir sosyal sorunu teşkil etmektedir. Bu vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermekte gündemimizde yer alan konular arasında bulunmaktadır.

Bu hususlar doğrultusunda TBMM’ne sunulan kanun tasarısıyla ilgili yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızca dile getirilen tepkiler dikkate alınarak ilgili Bakanlarımızla görüşülmekte ve TBMM’indeki Komisyonlar nezdinde yasama süreci takip edilmektedir.  Son olarak dövizle askerlik bedelinin indirilmesi konusunda verilen vaadin yerine getirilmesi için herkesi kapsayıcı, kolaylaştırıcı ve Türkiye ile olan bağı güçlendirici adımın atılması yönünde gerekli çalışmalar yürütülmektedir.’’ açıklamasında bulundu.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Alt Komisyonlarına İlişkin Basın Açıklaması

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu 17 Aralık 2015 tarihinde ikinci toplantısını gerçekleştirerek üç alt komisyonun kurulmasına karar vermiştir.

İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu konuyla ilgili, ‘‘İnsan Haklarını İnceleme Komisyonumuzun ikinci toplantısında ‘Mülteci Hakları Alt Komisyonu’, ‘12 Eylül Askeri Darbesinden Sonra Oluşturulan Diyarbakır Beş No’lu Cezaevi İnceleme Alt Komisyonu’ ve ‘Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu’ kurulmasına karar verilerek Komisyon üyelikleri netlik kazanmıştır. Buna göre,

• “Mülteci Hakları Alt Komisyonu” üyelikleri Antalya Milletvekili Atay USLU, Isparta Milletvekili Sait YÜCE, Konya Milletvekili Leyla ŞAHİN USTA, Sakarya Milletvekili Ali İhsan YAVUZ, İzmir Milletvekili Zeynep ALTIOK, Kars Milletvekili Ayhan BİLGEN ve Osmaniye Milletvekili Ruhi ERSOY’dan,

• “12 Eylül Askeri Darbesinden Sonra Oluşturulan Diyarbakır Beş No’lu Cezaevi İnceleme Alt Komisyonu” üyelikleri Ankara Milletvekili Aydın ÜNAL, Ardahan Milletvekili Orhan ATALAY, Mardin Milletvekili Orhan MİROĞLU, Mersin Milletvekili Fikri SAĞLAR ve Batman Milletvekili Ayşe ACAR BAŞARAN’dan ve

• “Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu” üyelikleri, Ankara Milletvekili Aydın ÜNAL, İstanbul Milletvekili Fatma BENLİ, İstanbul Milletvekili Mehmet METİNER, Malatya Milletvekili Nurettin YAŞAR, Malatya Milletvekili Veli AĞBABA, Muş Milletvekili Burcu ÇELİK ÖZKAN ve İstanbul Milletvekili Atila KAYA’dan oluşmaktadır.

Alt komisyonlar önümüzdeki günlerde bir araya gelerek başkanlarını seçecek, çalışma takvimlerini ve yöntemini belirleyecektir. Yapılan alt komisyon çalışmalarının ardından hazırlanan raporlar İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna sunulacaktır.

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde daha önce de mülteciler ile hükümlü ve tutuklularla ilgili incelemeler yapılmış, yasal altyapıya ve uygulamalara ilişkin tespit ve önerileri içeren raporlar yayınlanmıştır. Ancak her iki konunun da güncelliğini koruması ve acil çözüm bekleyen sorun alanları içermesi sebebiyle Komisyon önceliği bu konulara vermiştir.

12 Eylül askeri darbesinden sonra Diyarbakır Beş No’lu Cezaevinde gerçekleşen bütün uygulamaların ve siyasi sonuçlarının incelenmesinin ise, ülkemizin geçmişle yüzleşme politikalarına ve bugün en çok arzu edilen siyasi normalleşmeye katkı sağlaması ve insan hakları mücadelesini zenginleştirmesi beklenmektedir.

Komisyonumuza sunulan diğer alt komisyon önergeleri gelecek toplantılarda görüşülecek ve karara bağlanacaktır.’’ açıklamasında bulundu.

Almanya PKK terörüyle mücadele etmeli

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AK Parti Milletvekili Mustafa Yeneroğlu Türkiye menşeli kuruluşlara PKK’ya yakın yapılanmalar ve gruplar tarafından yapılan saldırılar münasebetiyle uyarılarda bulundu. “Terör örgütü PKK’nın Almanya’daki faaliyetleri akıl almaz boyutlara ulaşmıştır. Bu konuda suskun kalınması da en az olaylar kadar rahatsızlık vericidir. Her kim teröristlere göz yumarsa eninde sonunda kendisi de teröristlerin hedefi olur.” diyen Yeneroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“PKK yanlısı yapılanmaların ve grupların Türkiye menşeli kuruluşlara yönelik saldırılarını büyük bir endişe ile takip etmekteyiz. Türklere ve Türkiye menşeli kuruluşlara yönelik saldırılar her geçen gün artmakta, şiddetin arkasındaki potansiyel giderek büyümektedir. Saldırılar artık duvarlara slogan yazmaktan öte bir hâl almış, insan canına kasteder niteliğe ulaşmıştır. Stuttgart yakınlarındaki Feuerbach’ta bulunan bir camiye yapılan saldırı bunun en son kanıtıdır. Dört PKK’lı caminin içerisine yanıcı madde atmış ve binayı ateşe vermiştir.

Kamuoyunun bu elim olaya bu denli ilgisiz ve umursamaz kalması da hayret vericidir; bilhassa Yeşiller ve Sol Parti cenahlarından PKK destekçileri bu tür saldırılar sonrasında nedense sessizliğe bürünmektedir. Haberlerde de bu saldırılardan kısaca ve bunlar münferit saldırılarmış gibi bahsedilip geçilmektedir. Bu saldırılara toplumun tamamından partiler üstü bir tepki koyulmak zorundadır. Zira terörün kim tarafından ya da kime karşı gerçekleştirildiğinin bir önemi yoktur. Gerekli tepki koyulmazsa saldırganlar daha da güçlenir ve bu da hayati sonuçlar doğurur.

Türkiye on yıllardır hiçbir ülkede görülmediği kadar terörle mücadele etmektedir. Türkiye uluslararası yasaklı terör örgütü PKK ile mücadelenin on binlerce insanın hayatına mal olduğunu çok acı bir şekilde tecrübe etmiştir.

Bütün terör örgütleri kendi çıkarları doğrultusunda şiddet kullanmayı doğal hakları olarak görürler ve (90’lı yıllarda Almanya’da da gördüğümüz üzere) şiddete başvurmaktan geri durmazlar. Fikir ayrılıklarının olması demokrasilerde kaçınılmazdır ve tartışma kültürünün temeli de buna dayanmaktadır. Bu fikir ayrılıkları sözlü olarak dile getirilir ve teröristlerin tercih ettiği üzere şiddetle değil, karşılıklı anlaşma yolu ile çözülür.”

PKK-Terror in Deutschland konsequent bekämpfen

“Die Aktivitäten der verbotenen Terrororganisation PKK in Deutschland haben erschreckende Ausmaße angenommen. Ebenso beunruhigend ist aber auch das breite Schweigen dazu. Wer Terroristen durch Wegsehen stärkt, wird früher oder später selbst zur Zielscheibe”, warnt der Vorsitzende des Menschenrechtsausschusses der Großen Nationalversammlung der Türkei und AK Partei Abgeordneter Mustafa Yeneroğlu anlässlich der zunehmenden Anschläge auf türkische Einrichtungen von PKK-nahen Organisationen und Gruppierungen. Yeneroğlu weiter:

“Mit großer Sorge beobachten wir Umtriebe von PKK-nahen Organisationen und Gruppierungen in Deutschland gegen türkischen Einrichtungen. Gewalttätige Übergriffe auf türkische Personen und Einrichtungen nehmen zu, ebenso das Gewaltpotenzial. Es bleibt nicht mehr bei Schmierereien, sondern der Tod von Menschen wird in Kauf in genommen. So zuletzt bei einem Angriff auf ein Moscheegebäude in Stuttgart Feuerbach. Dort haben vier PKK-Aktivisten Brandsätze in das Innere des Gebäudes geworfen und einen Sprengsatz gezündet.

Erstaunlich ist, mit welcher Gelassenheit und Gleichgültigkeit die Öffentlichkeit auf diese Taten reagiert; vor allem PKK-Unterstützer aus den Reihen der Grünen und der Linken hüllen sich nach solchen Taten in überhörbarem Schweigen. Nur durch kleinere Nachrichtenmeldungen am Rande erfährt man von solchen Straftaten. Dabei muss es einen gesamtgesellschaftlichen und überparteilichen Aufschrei geben. Es darf keinen Unterschied machen, von wem Terror ausgeht und gegen wen sie sich richtet. Bleibt der Aufschrei aus, werden die Täter gestärkt – mit fatalen Folgen.

Wie kein zweites Land kämpft die Türkei seit Jahrzehnten gegen den Terror. Sie weiß aus leidvoller Erfahrung, welche Opfer dieser Kampf erfordert. Mehrere zehntausend Menschenleben hat allein der Kampf gegen die international verbotene Terrororganisation PKK gekostet.

Das Grundproblem von Terrororganisationen ist: Sie sehen Gewaltanwendung als legitimes Mittel zur Durchsetzung ihrer Interessen an und haben keine Scheu, sie auszuüben (Deutschland in den 1990ern). Interessenkonflikte sind in Demokratien jedoch unerlässlich und Grundstein unserer Debattenkultur. Diese werden mündlich ausgetragen und münden in Kompromissen und nicht in Gewalt, wie es Terroristen bevorzugen. Deshalb ist es unerlässlich, achtsam in alle Richtungen zu sein. Denn Interessenkonflikte sind schneller auf dem Tisch, als man hinsehen kann. Nicht, dass es dann schon zu spät ist “