Menschenrechtsbeauftragter Yeneroğlu: “Belehrende EU-Forderungen an die Türkei sind vermessen”

Der AKP-Politiker spricht im Interview über das EU-Türkei-Abkommen, den Terror im eigenen Land und innenpolitische Kritikpunkte. Dabei richtet er deutliche Worte in Richtung Brüssel – und indirekt auch nach Berlin.

Herr Yeneroğlu, durch das vereinbarte Flüchtlingsabkommen vertraut die EU der Türkei, dass Millionen Flüchtlinge nach EU-Maßstäben behandelt werden. Ist das so?

In Deutschland und anderen europäischen Ländern haben wir gesehen, wie schwierig es ist, plötzlich eine Vielzahl von Menschen aufzunehmen und sie menschenwürdig zu versorgen. Städte, Kommunen und Gemeinden appellierten im Stundentakt an Berlin, mehr zu tun und vor allem mehr Geld bereitzustellen. Am Ende wurden die Grenzen dichtgemacht. Heute noch gibt es zahlreiche Flüchtlingscamps in Griechenland, Spanien und vielen anderen EU-Ländern, in denen Menschen unter katastrophalen Umständen ausharren müssen.

Und in der Türkei?

Im Vergleich dazu hat die Türkei viel mehr Menschen aufgenommen als alle EU-Staaten zusammen und muss diese Herausforderung mit einem deutlich kleineren Staatsetat stemmen. Ich finde es vermessen, in diesem Kontext belehrende Forderungen an die Türkei zu stellen und mit EU-Maßstäben zu wedeln – wohlwissend, dass sich eine Reihe von EU-Mitgliedsstaaten weigert, überhaupt Flüchtlinge aufzunehmen. Dennoch gibt es auch in der Türkei Nachholbedarf. Wir müssen bei der Versorgung und Unterbringung der Schutzsuchenden mehr tun.

WEITERLESEN (PDF)…

ZUR ONLINE-AUSGABE…

Immunitätsaufhebung – “Es geht um den politischen Arm einer terroristischen Organisation” (Deutschlandfunk 18.05.2016)

Wenn es um die Nähe der türkischen Kurden-Partei HDP zur Terrororganisation PKK gehe, werden in Deutschland Tatsachen ausgeklammert, kritisierte der AKP-Politiker Mustafa Yeneroglu im DLF. Mit der geplanten Aufhebung der Immunität von Abgeordneten solle trotzdem nicht die HDP als Partei angegriffen werden. Ein Parteiverbotsverfahren sei die Alternative gewesen.

Bei einer Vor-Abstimmung im türkischen Parlament hatte eine deutliche Mehrheit für die Aufhebung der Immunität von Abgeordneten gestimmt. Die nötige Zweidrittelmehrheit wurde im ersten Anlauf allerdings nicht erreicht. Die endgültige Abstimmung über den Gesetzentwurf der Regierungspartei AKP findet am Freitag statt. Der Antrag richtet sich vor allem gegen die pro-kurdische Partei HDP. 50 ihrer 59 Abgeordneten soll zumeist wegen Terrorvorwürfen die Immunität entzogen werden.

WEITERLESEN…

Gurbetçi Değil, Türk Diasporası (2016 ‘Artı 90’ söyleşisi)

Artı 90’ın bu sayısında Hasbihal bölümünün konuğu AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu.

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı gibi kritik bir görevi üstlenen Yeneroğlu, aynı zamanda 6 milyonluk Türk diasporasının da TBMM’deki temsilcisi konumunda. Yeneroğlu bu büyük sorumluluğun gereğini yerine getirmek için Meclis’e adım attığı andan itibaren yoğun mesaisine de başladı. Türk siyasi tarihinde ilk kez diaspora politikasının hükümet programına alınmasında büyük katkıları oldu.

1975 doğumlu olan Yeneroğlu henüz 1 yaşında iken ailesiyle birlikte Almanya’nın yolunu tutmuş. Türklerin yoğun olarak yaşadığı Köln’de yetişen, eğitimini burada tamamlayan Yeneroğlu, sivil toplum kuruluşlarında da yıllarca aktif olarak görev almış bir isim. Bu yüzden diasporanın sorunlarını yakinen tanıyan isimlerin başında geliyor.

Yeneroğlu Türk diasporasının sorunlarını açık yüreklilikle ortaya koyuyor. Ona göre Türkiye diaspora politikalarının hayata geçirilmesi noktasında henüz yolun başında. Çünkü diaspora konusunda hâlâ bütüncül bir devlet politikası yok. Kendi deyimiyle politik söylemden nitelikli eyleme geçiş sürecinin başındayız.

DEVAMINI OKUYUN

Pressestimmen zur Anne Will-Sendung “Abhängig von Erdoğan – Zu hoher Preis für weniger Flüchtlinge?” vom 24.4.16

Der Preis ist eine Frage des persönlichen Standortes
“Abhängig von Erdogan”: Anne Will diskutierte am Sonntagabend mit einer gut gewählten Gästerunde den EU-Türkei-Deal. Ein AKP-Abgeordneter machte ein Problem besonders deutlich.

Martin Schulz: „Türkei entwickelt sich zu autoritärem Staat“
Bei Anne Will lieferten sich Politprofis am Sonntagabend eine hitzige Debatte zur Rolle der Türkei in der Flüchtlingskrise – derbe Zitate inklusive.

Europa hat die Menschenrechte nicht für sich gepachtet – aber Erdogan?
Anne Will diskutiert die deutsche Türkeipolitik: Der Kanzleramtchef Altmaier verteidigt Angela Merkel. Kritik an Erdogan kommt vor allem von Amnesty International und dem EU-Parlamentspräsidenten.

Türkei-Deal und “Causa Böhmermann”: Schulz knöpft sich die Türkei vor
Macht sich Deutschland zu abhängig von der Türkei? Ist der Deal zwischen den Ländern gar schmutzig? 80 Prozent der Bundesbürger kritisieren die Haltung der Kanzlerin. Bei „Anne Will“ zeigt ein Erdogan-Mann, warum sein Land besser nicht in die EU darf.

Türkei-Streit bei Anne Will: “Der Deal ist nicht schmutzig”
Anne Will ließ ihre Gäste über das Flüchtlingsabkommen mit der Türkei streiten. Doch einer wollte lieber über Jan Böhmermann reden.

Talk bei „Anne Will“ | Martin Schulz haut Erdogan in die Pfanne
Gleich am Anfang brennt die Luft. Caliskan und Özdemir greifen Merkel an, weil sie beim Besuch in der Türkei keinen Gesprächstermin mit verfolgten Journalisten hatte. Altmaier koffert beleidigt zurück: „Ich glaube, dass die Kanzlerin da keinen Nachholbedarf hat.“

Erdoğan-Talk bei Anne WillWer ist hier eigentlich arrogant?
Geht es um die Flüchtlingskrise, kommt niemand mehr am türkischen Staatschef Erdoğan vorbei: Mit dieser neuen Rolle saniert er das Selbstbewusstsein seines Landes auf fragwürdige Weise. Bei “Anne Will” diskutiert die Runde deshalb über “Erziehungsmaßnahmen”.

Nachtkritik zu Anne Will – “Das Ganze ist ein Kuhhandel”
Kuscht Merkel vor Erdoğan, um den Flüchtlingsdeal nicht zu gefährden? Ja, findet die deutsche Amnesty-Chefin. Alternativen haben die Diskutanten bei Anne Will nicht zu bieten – nur EU-Parlamentspräsident Schulz fällt etwas ein.

TV-Kritik: Anne Will Europa schrumpft sich auf Erdogan-Maß
Ist der Preis für weniger Flüchtlinge in Europa zu hoch? Kommt Merkel einem Despoten zu weit entgegen? Die große Mehrheit sagt: So ist es. Und lügt sich dabei, wie man bei Anne Will sehen konnte, in die Tasche.

İslamofobi komisyonu kuruluyor (YENİYÜZYIL)

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde Batı ülkelerindeki İslam düşmanlığını inceleme alt komisyonu kuruldu. Komisyon, önümüzdeki günlerde çalışmalarına başlayacak

MÜSLÜMANLARIN azınlık olarak yaşadığı ülkelerde İslam düşmanlığıyla yapılan saldırıların yol açtığı etkilerin hem o ülkede yaşayan Türk vatandaşlar hem de yaşadıkları ülkeler için hayati bir sorun olduğunu vurgulayan AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, alt komisyon çalışmalarıyla eşit katılımı engelleyen İslam düşmanlığının toplumsal sebep ve sonuçlarının, ilgili ülkelerdeki kamu, toplum ve medya aktörlerinin rollerinin irdelenmesinin sağlanacağını ve böylece İslam düşmanlığı ile mücadelede sağlıklı tedbir ve yöntemlerin geliştirilmesine zemin hazırlanacağını anlattı. DEVAMINI OKU

Batı’daki İslam düşmanlığı neden Türkiye’nin meselesi?

Artan İslam düşmanlığı yurt dışındaki vatandaşlarımızın iş, eğitim ve sosyal alanda ciddi sorunlarla karşılaşmasına neden olmakta ve onların topluma eşit katılımlarını büyük ölçüde engellemektedir. Avrupa’daki İslam düşmanlığıyla mücadele, aynı zamanda orada yaşayan vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak ve yaşadıkları ülkedeki varlıklarını yerel toplumla harmoni içinde yürütebilmeleri için adımlar atmayı da beraberinde getiriyor.

Suriye’deki iç savaş sonucu Avrupa’da artan mülteci sayısı senelerdir “İslam” ve “Müslümanlar” üst başlıklarında gerçekleşen ve oldukça popüler olan tartışmaları farklı bir boyuta taşıdı. Birçoğu için ölümle sonuçlanan uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından Avrupa sınırlarına giriş yapan mülteciler, göç alan toplumların yeni kültür ve kimliklerle “baş edebilme” becerisini de yeni sınamalarla karşı karşıya bıraktı.

Bu esnada 1960’lı yıllarda işçi göçünün başlamasının ardından çoğulculuk ve çokkültürlülük gibi kendi iddialarıyla imtihan edilen birçok ülkede, mülteci tartışmasının “İslamlaştırılarak” asıl meselenin yine arka plana atıldığını görüyoruz. Avrupa’da mülteciler üzerinden başlayan tartışma popülistten aşırı sağa kadar, kendilerini ağırlıklı olarak çokkültürlü yaşamın karşısında konumlandıran partiler tarafından korku üzerinden hararetli tutuluyor. Mültecilerin, Müslümanların ve azınlıkların omuzlarına basılarak yapılan seçim kampanyalarında “İslamlaşma” ya da “yabancılaşma korkusu” (Überfremdungsangst) gibi, II. Dünya Savaşı öncesini hatırlatan ve son 20 senedir Avrupa kamusal hafızasında oldukça olumsuz konotasyonlarla yer edinmiş spot kavramlar yeniden popülerleşiyor. Bu olumsuz dilin sadece aşırı sağ olarak nitelendirilen partiler tarafından değil, merkez partiler tarafından da; aynı şekilde sadece toplumdaki marjinal birkaç aşırı sağcı grup tarafından değil, orta sınıf tarafından da benimsendiğini endişeyle gözlemliyoruz. İslam düşmanlığının siyasi kültüre ve topluma nüfuz ettiğini gösteren bu tartışmaların yanında ortaya çıkan kasvetli tabloda “Avrupalı” (ya da Alman/Fransız/Avusturyalı) mevcudiyetine karşıt “öteki” homojen bir kimlik ve tehdit olarak sunulan Müslümanlara yönelik saldırılar giderek artıyor. DEVAMINI OKU

Diaspora politikalarının mikro alana yansıması

Diaspora politikalarının partiler üstü kalıcı bir devlet politikasına dönüşmesi, akademya ve medya desteğinin yanında diasporanın kendi gündemine sahip çıktığı nispette mümkün olacaktır.

Gelişmiş ülkelerle diğer ülkeler arasındaki farkın yansıdığı alanlardan birisi de diasporadaki vatandaşlara olan yaklaşımdır. Diasporaya mensup insanlar, anavatanlarından uzakta sürdürdükleri hayatta köken devletinde desteğiyle birlikte iş hayatı, eğitim, dil, kültür ve toplumsal katılım alanlarında daha etkin bir mevcudiyet gösterebilirler. Devletler,yurt dışı eğitim kurumları, kültür merkezleri, sosyal yapıları, medya kuruluşları, şirketleri ve diplomatik kapasiteleri ile yurt dışındaki vatandaşlarını destekleme çabası içindedirler. Diasporalar aynı zamanda ülkelerin birbirleri ile ilişkilerinde artı değer olarak görülmektedir. Vatandaş odaklı yaklaşım aynı vizyonla diasporaya aktarılmaktadır. Bu anlayış ancak hükümet programları ile şekillenen devlet politikasının bürokratik mekanizmalar tarafından özverili bir şekilde yürütüldüğü ülkelerde başarıya ulaşmaktadır.

Son yıllarda siyasi istikrar ve ekonomik büyümeyle birlikte sağlık, ulaşım ve eğitim gibi alanlarda atılım gerçekleştiren ülkemizin, yurt dışında yerleşik vatandaşlara yönelik hizmetlerini tam da bu kapsamda inceleyebiliriz. DEVAMINI OKUYUN

1000 EURO’YA ASKERLİK KABUL EDİLDİ

YURT DIŞINDA yaşayanlar için dövizli askerlik bedelinin 6 bin eurodan 1000 euroya düşürülmesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi.

Komisyonda yer alan CHP ve HDP’li üyelerin karşı çıkmasına rağmen bedelin düşürülmesi onay aldı. Dövizle askerlik kanun tasarısı, şimdi mecliste onaylanacak. Çoğunluk AK Parti’de olduğu için artık bedelin bin euroya düştü sayılıyor. DEVAMINI OKU

Diğer Kaynaklar:

Pasaport harç bedellerine indirim

AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, dış temsilciliklerde alınan pasaport harç bedellerindeki indirime ilişkin, “Pasaport harçlarının düşürülmesiyle yurt dışında yaşayan ailelerimizin bütçesine doğrudan katkı sağlanacak ve Türkiye’ye yaptıkları seyahat masrafları da düşecektir” ifadesini kullandı.

Yeneroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Maliye Bakanlığınca, dış temsilciliklerdeki harç bedellerine ilişkin, 2016 itibariyle uygulanmaya başlayan yeni bir düzenleme yapıldığını anımsattı.

Mustafa Yeneroğlu, harç bedellerinde ciddi bir indirimin yapıldığı söz konusu düzenlemeye göre, yurt dışı temsilciliklerde, pasaport sürelerine göre, cüzdan bedeli hariç, 6 aylık için 16,16 avro, 1 yıllık için 22,17 avro, 2 yıllık için 36,17 avro, 3 yıllık için 51,35 avro ve 3 yıldan fazla süreli olan pasaportlar için 72,37 avro harç bedeli alınacağını belirtti. DEVAMINI OKU

Diğer kaynaklar:

Komisyon artık çok dilli (Yeni Şafak)

yeni_safak_komisyon_artik_cok_dilliTBMM İnsan Hakları Komisyonu 26. döneme hızlı başladı. Komisyonda 26. döneme kadar 3 konu ele alınırken, yeni dönemde 6 konu birden ele alındı.

İnsan hakları konuları uluslararası misyonda çalışma yapılacak. Komisyon üyeleri kutuplaşan dilden uzaklaşarak konuları ele alacak. Önergelere de standart getiriliyor. İnsan Hakları Komisyonu üyeleri bundan sonra şema olarak hazırlanmış önergeleri doldurarak konuları gündeme taşıyacak. Meclis komisyon raporları Almanca, İngilizce, Fransızca’ya çevrilecek. İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, yabancı dil bilen uzmanların sayısının artırılması için Meclis Başkanı İsmail Kahraman’la görüşecek. DEVAMINI OKU