AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından geliştirilen ‘Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi’ ile ilgili yurt dışında yerleşik olan vatandaşlarımızın sorularını yanıtladı.
-Bu anlaşmanın hazırlanmasındaki amaç nedir?
Uluslararası bir kuruluşun, yani Türkiye’nin üye olduğu Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) içeriğini belirlediği bir sözleşmeden bahsediyoruz. Bu sözleşmenin temel gayesi ülkeler arasında vergi kaybı, vergi kaçakçılığı ve zararlı vergi rekabeti ile mücadeledir. Dolayısıyla sadece Türkiye’ye özgü, Türkiye’yi ilgilendiren bir durum değil. Gündemde olan sözleşme, OECD bünyesinde yaklaşık on yıl öncesinde başlayan bir sürecin gelinen son noktasıdır. Dünya çapında 115 ülkenin dâhil olduğu bir süreçten bahsediyoruz. Bu süreçte örneğin, 2009 yılında OECD bünyesinde Vergi Amaçlı Küresel Şeffaflık ve Bilgi Değişimi Forumu oluşturulmuştu. Sonrasında da 3 Kasım 2011’de Cannes da “Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi” ilgili ülkeler tarafından imzalandı.
Türkiye, bu Forumun vergi amaçları yönünden bilgi verme kapasitesiyle ilgili ilerleme raporlarında eksik not aldığı için uluslararası finans kuruluşları Türkiye’ye kredi sağlamayı askıya alacaklarını açıkladılar. Türkiye’nin uluslararası şeffaflığı ve güvenilirliği açısından bu riskli bir durumdu. Türkiye riski ortadan kaldırmak için anlaşmaya taraf olmuştur. Dolayısıyla sözleşmeye taraf olma noktasında bir bakıma uluslararası zorunluluk söz konusudur.
Niçin konunun arka planı hakkında bilgi veriyorum? Bize ulaşan şikâyet ve eleştirilerden anladığım, özellikle yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızda otomatik bilgi paylaşımı meselesinin aniden gelişmiş ve sadece kendileriyle ilgili bir mesele olarak algılanmış olması. Tabi burada insanlarımızın vaktinde ve yeterince bilgilendirilmesi gerektiğini görüyoruz.
-Anlaşma kimleri (gerçek ve tüzel kişiler) kapsıyor?
Anlaşma Türkiye’de mukim olmayan kişi ve kurumların mali hesaplarına ilişkin bilgilerin karşılıklı paylaşımını öngörüyor. Burada vatandaşlıktan ziyade ikamet dikkate alınıyor. Fakat farklı vesilelerle daha önce de belirttiğim gibi bu bilgi paylaşımın hangi ülkelerle ve nasıl yapılacağı henüz netleşmiş değil. Her iki husus için Bakanlar Kurulu kararı gerekiyor. Bakanlar Kurulu karar verdikten sonra da geriye değil, ileriye dönük bir süreç işleyecektir.
-Otomatik bilgi transferi nasıl gerçekleşecek?
Türkiye’deki banka ve sigorta şirketi gibi finansal kuruluşlar Türkiye’de mukim olmayan yerli veya yabancı kişi ve kurumların mali hesaplarına ilişkin bilgileri Maliye Bakanlığına, daha somut bir ifadeyle Gelir İdaresi Başkanlığına, Maliye Bakanlığı da diğer ülkelerin mali otoritelerine bildirecek. Bu arada anlaşmanın yürürlüğe gireceği tarihten öncesine, yani 1 Temmuz 2017 öncesine dair bir bildirim zaten mümkün değildir. Teknik olarak da hazırlıklar bakımından en erken 2019 öncesi ve geriye dönük bir bildirime ihtimal vermiyorum.
Nasıl ki bilgiler Türkiye’den bu şekilde aktarılacaksa, diğer ülkelerden de Türkiye’ye bu yöntemle ulaştırılacak. Dolayısıyla tek taraflı bir bilgi paylaşımı söz konusu değil. Uygulama somut olarak nasıl olacak? Şu aşamada bununla ilgili detaylı bilgi verme durumunda değiliz. Çünkü biraz önce ifade ettiğim gibi bilgilerin nasıl paylaşılacağı ve hangi ülkelerle hangi tarih itibarıyla paylaşılacağı henüz karara bağlanmış değil. Ancak yurt dışındaki vatandaşlarımız bilsinler ki; yasal menfaatlerinin korunması konusunda gereken hassasiyet gösterilmektedir.
-Bilgi akışını hangi kurumlar yapacak?
Türkiye’deki finans kuruluşları, yani teknik ifadeyle saklama kuruluşları, mevduat kuruluşları, yatırım kurumları ve sigorta şirketleri Maliye Bakanlığı ile bilgileri paylaşacak. Yerli finansal kuruluşlarla birlikte yabancı finansal kuruluşların Türkiye’deki şubeleri de bildirim yapmakla mükellef olacaklar. Ancak yurt dışına tüm bilgiler Maliye Bakanlığımız üzerinden çıkacak.
-Bankalar otomatik olarak hesap hareketlerini bildirecek mi?
Sözleşme kapsamında, talep üzerine bilgi değişimiyle otomatik bilgi değişimine yer veriliyor. Bu bilgi paylaşımının nasıl olacağı henüz resmiyet kazanmış değil.
-Bildirecekse bu bildirim hangi hesapları kapsıyor? Hangi hesaplar otomatik bildirim kapsamında? Hangi hesaplar ilgili ülkenin talep etmesi üzerine bildirilecek?
Finansal hesaplar, mevduat hesapları ve saklama hesaplarıyla ilgili dönem sonu bakiyenin bildirimi yanında faiz ve temettü gelirleri ile kısıtlı bilgi paylaşımı olacak. Ancak ilgili kişi örneğin, faiz ve temettü geliri sebebiyle yaşadığı ülkede vergiye tabi ise Türkiye’de ödediği vergi ile mahsuplaşma imkânı da var.
-Emekli hesapları da bu kapsamda yer alıyor mu?
Hayır, emeklilik hesapları kapsam dışıdır.
-Bu bildirimler kira ve diğer ticari faaliyetleri de kapsıyor mu?
Hayır.
-Vergi dairelerine yapılan ödemeler gibi işlemlerin bilgi transferi de söz konusu mu?
Hayır.
-Ülkeler talep etse bile Türkiye hangi hesaplarla ilgili bilgi vermek zorunda değildir?
Soruya cevap mahiyetinde bazı hususları hatırlatmak isterim. Uluslararası sözleşmenin içeriğinde neyin paylaşılacağına ilişkin genel bir çerçeve ortaya konulmuş. Türkiye bazı çekinceleriyle birlikte sözleşmeye taraf olmuş. Ülkelerin ve bilgi paylaşımında uygulamanın netleştirilmesinin ardından otomatik veya talep doğrultusunda paylaşılacak bilginin ne olduğunu her iki taraf da bilecek.
-Türkiye anlaşmanın hangi bölümlerine çekince koydu?
Türkiye, bu sözleşmeye taraf olurken koyduğu çekincelerle sözleşmenin Türkiye açısından kapsayacağı vergileri gelir, kurumlar ve katma değer vergileri ile sınırlı tutmuştur. Bu sebeple bildirim sadece finansal hesaplara yönelik olacaktır. Gayrimenkul ve emeklilik gibi konularda da bildirim yapılmayacaktır. Bu çekinceler, yurt dışındaki vatandaşlarımızın menfaatlerinin dikkate alındığını göstermektedir.
-Avrupa’da veya anlaşmaya imza koyan ülkelerde yaşayan ve bu ülkelerde ikamet eden Türk vatandaşları veya Türk kökenliler için bu anlaşma neleri getiriyor?
Anlaşma, bilgisi paylaşılacak kişilerle ilgili ikamet yerini baz alıyor. Yani Fransa’da yerleşik bir Türk vatandaşının, Türkiye’de şayet varsa, örneğin banka hesabındaki bilgilerinin paylaşılmasını ön görüyor. Aynı şekilde mütekabiliyet esası doğrultusunda Türkiye’de yerleşik bir Fransız ile ilgili de Türkiye’nin Fransa’dan bilgi talep etme hakkı bulunuyor. Bu arada banka kayıtlarında Türkiye’de ikameti görünen bir kişinin banka bilgilerinin paylaşımının söz konusu olmadığını da söylemek isterim. Bu noktada ayrıca tüm vatandaşlarımıza ilgili uzmanlardan konunun detaylarıyla ilgili bilgi almalarını tavsiye ederim.