Seçim dönemi aynı zamanda ülke adına bir muhasebe dönemidir. İktidar partisi bir taraftan geride bırakılan dönemde yapılanları seçmenlerle paylaşırken diğer taraftan yeni hedeflerini kamuoyuna açıklar.
Muhalif partilerin icraatlar bağlamında doğal olarak paylaşabilecekleri bir şey yoktur. Ancak iktidara geldiklerinde yapmak istediklerini kamuoyuna aktarırlar. Her iki kanat da tüm bunları seçim beyannamesinde bir araya toplayarak toplumun bilgisine sunar.
Ülkemizde her seçim döneminde yaşanan bu süreçte, yoğun bir nüfusu barındıran ‘yurtdışında yaşayan vatandaşlar’ 7 Haziran seçimlerine kadar adeta yok sayılıyordu. Bazı partiler hiç yermez, bazılarıysa satır arasında bir iki cümleyle değinirdi. AK Parti ekonomik ve siyasi istikrarı sağlayıp, bu alanla ilgili alt yapı çalışmalarında köklü adımlar attıktan sonra 7 Haziran seçimlerindeki seçim beyannamesinde bu kesime özel yer verdi. Bunu yaparak da yurtdışında yaşayan 6 milyon insanı ilgilendiren konuların spesifik olarak ele alınması gerektiğini ortaya koydu.
Yeni bir seçim arifesinde içinde bulunduğumuz süreç de yurtdışında yaşayan insanlarımıza yönelik yapılanları ve yapılacakları ele alma noktasında bir imkân sunuyor. Ekonomik katkısı, toplumsal ihtiyaçları, kültürel kazanımları ve barındırdığı insan kaynakları itibarıyla Yurtdışı Türkler olgusu böyle bir muhasebeyi hak ediyor. Özellikle de iktidar partisi olan AK Parti’nin bu alandaki icraat ve hedeflerinin doğrudan etkileyici niteliğinin olmasından dolayı bu kesime yönelik neler yaptığını ve neler yapacağını ortaya koyması gerekiyor. Tam da bu noktada bu soruya kapsamlı bir cevap vermekte fayda var.