TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Almanya Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maizière’in 2017 yılından itibaren ideolojik motivasyonlarla işlenen suçların daha kapsamlı bir şekilde kayıt altına alınacağını duyurmasının ardından bir açıklama yaptı. “İslam karşıtı suçların ayrı bir şekilde kayıt altına alınacak olması sevindirici bir gelişmedir. Bundan sonraki adım, İslam düşmanlığı ile etkin bir mücadeleyi mümkün kılacak tedbirlerin alınması olmalıdır.” diyen Yeneroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“İslami cemaatlerin senelerden beri yetkilileri ikna etmek için harcadığı çaba meyvesini verdi. Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maizière’in Müslümanlara ve İslami kuruluşlara karşı ideolojik motivasyonlarla gerçekleştirilen suçların ayrı bir şekilde kayıt altına alınacağını açıklaması oldukça sevindiricidir. Bununla birlikte, İslam düşmanlığı ile mücadelede katedilmesi gereken daha çok mesafe vardır ve bu uygulama henüz ilk adımdır.
İslam karşıtı suçların aydınlatılmasında hâlihazırdaki oranın sıfıra yakın olması gerçeğinden hareketle, bir dizi tedbirin uygulamaya sokulması gerektiği ortadadır. Öncelikli olarak, İslam düşmanlığıyla mücadele bağlamında hissedilen kurumsal yetersizliğin bertaraf edilmesi şarttır. Bunun için yargı ve emniyet birimlerinde görevli kişilerin kültürlerarası duyarlılığının artırılması ve bu alanda eğitilmeleri çok büyük önem arz etmektedir. Bu adımların yanı sıra özel şikâyet makamlarının oluşturulması da gerekli bir diğer tedbirdir.
Tüm bunların yanında, her ne kadar İslam karşıtı suçların ayrı bir şekilde kayıt altına alınması sevindirici bir gelişme olsa da, bu uygulamanın terörizm konusu ile harmanlanması rahatsız edicidir. Federal İçişleri Bakanı de Maizière İslami kuruluşların terörle arasına mesafe koymasından oldukça memnun olduğunu ifade etmiştir. Zaten apaçık olan bu hakikatin sanki İslami cemaatlerle yapılan diyalog sonrası atılmış bir adımmış gibi gösterilmesi ve Müslümanların aslında uluslararası teröre yakınlığı varmış gibi bir izlenimin ortaya konulması kabul edilemez bir yaklaşımdır. Bu tutum Müslümanları hayal kırıklığına uğratmakta, ayrıca AfD, Pegida gibi oluşumların değirmenine su taşımaktadır. İçişleri Bakanı’ndan beklenen, kullandığı kelimeleri seçerken ülkede yaşayan azınlıklara olağan şüpheli gözüyle bakılmasına sebebiyet vermemesidir.”